Trump başkan seçilince bari tribünlere oynayayım diyerek güzel bir Cumartesi akşamüzeri Trump Towers Cinemaximum’da “Fantastic Beasts and Where to Find Them”i izledim. Reklamlar bitip de film başladığında Harry Potter’ın o ninni ve serüven ruhunu aynı anda taşıyan tema müziği Hedwig’s Theme eşliğinde gece bulutları arasındaki gümüş rengi Worner Bros. logosu çıktı ya; bütün salon on aylık bebeğimiz ilk adımını atmış gibi yürekten bir “aaah” çektik. Yapacak daha önemli şeyleri olanları yazının devamını okuma işkencesinden kurtarmak için şunu söyleyeceğim: Gerçekten, buna ihtiyacımız varmış! Fantastic Beasts and Where to Find Them, Harry Potter ile karşılaştırma dürtüsüne girmeden izleyeceğiniz bir film. Bir devam filmi olmayıp “biraz buraları anlatalım” diyerek geçmişi ekrana sermesi bir avantaj. Ama sonradan geçmişe dönen başka serilerin de aslında eleştiri aldığını göz önünde bulundurursak, sanırım en doğru açıklama “biraz büyüye ihtiyacımız varmış” olacak. Yer yer Hogwarts’ın, yer yer Dumbledore’un isminin geçtiği; Harry Potter serisine bağlantılı küçük detaylar yakalayacağınız film; adeta Harry Potter serisine bayılan yeni biriyle tanışmışsınız da bir anda büyülü bir sohbete dalarak eski günleri yad etmişsiniz gibi tanıdık, duygu okşayan, gülümseten bir deneyim sunuyor.
%100 Spoiler Free, Filmde Neler Oluyor?
Newt Scamander, 1926 senesinde Londra’dan New York’a önemli bir amaç ve New York’ta pek de hoş karşılanmayan enteresan bir valizle gelir. Daha önce Harry Potter filmlerinde hiç karşılaşmadığımız “yeni kıtadaki” büyücüler de tıpkı İngiltere’de olduğu gibi gizli bir topluluğa, hatta biraz daha katı yasalara ve otoriter bir başkana sahiptir. Son zamanlarda New York’ta garip olaylar yaşanmaktadır ve bu durum No-Maj’lerin (Amerika’da muggle’lara verilen isim, no-magic kısaltması. Amerikan İngilizcesinde her şeyi kısaltma eğilimine bir gönderme mi dersiniz 😀 En azından yerinde seçim.) büyücülerin varlığından haberdar olmasını tehdit etmektedir; hatta çeşitli ekstrem insanlar çoktan aralarında büyücü ve cadıların yaşadığına dair felaket tellallığı yapmaya başlamıştır bile.
Newt ve seherbazlıktan kovulsa da dedektiflik meziyetlerini bırakamayan meraklı cadı Tina’nın başını çektiği macera boyunca Harry Potter dünyasındaki atmosferden uzak kalmıyorsunuz. Her ne kadar 1926 New York’unda yine büyük binalar olsa da mekanlar gayet nostaljik. Öte yandan Amerika özelinde küçük hoşluklar yok değil, filmin sonua doğru bir sahnenin New York’taki ünlü alışveriş merkezi Macy’s’de geçmesi gibi
Geleceğin Efsane Aktörleriyle Büyümek: Ezra Miller ve Eddie Redmayne
Filmin oyunculuk seçimlerini genel anlamda beğenmekle birlikte, son zamanlarda tesadüfen üst üste iki filmini izlediğim Ezra Miller’ı ve performansıyla adından çokça söz ettiren Oscar’lı oyuncu Eddie Redmayne’i görmek beni çok sevindirdi. Ezra Miller ses tonu ve farklı yüz hatları sayesinde hem psikopat, esrarengiz karakterlere; hem de canlı, neşeli, öne çıkan karakterlere çok başarılı bir şekilde hayat veriyor. Onu ilk defa çok sevdiğim filmlerden biri olan “The Perks of Being a Wallflower”da; sonrasında ise The Stanford Prison Experiment, Suicide Squad ve We Need To Talk About Kevin’da izledim. Bana öyle geliyor ki; biz nasıl dünyaya geldiğimizde Tom Hanks gibi, Alpacino gibi senelerin yıldız oyuncuları kavramlarının içine doğmuştuk; şimdi de “biz bunların gençliğini biliriz” diyeceğimiz yıldızların ilk dönemlerini izliyoruz.
Eddie Redmayne keza, The Theory of Everything’deki müthiş performansıyla Oscar aldıktan sonra The Danish Girl gibi çok konuşulan filmlerde de kendini tekrar ve tekrar ispat etti. Şahsen o şaşkın patlak gözleri, dağınık saçları ve hafiften saftirik gülümsemesi ile bir İngiliz büyücü tiplemesine; hele hele Newt Scamander’a inanılmaz yakışmış!
Filmin Devamı Olacak Mı?
Fantastic Beasts and Where To Find Them, J.K. Rowling’in 2001 senesinde basılan kitabından uyarlama. Kitap, Harry Potter daha Hogwarts’a başlamak için alışveirş yaparken Felsefe Taşı filminde Harry’nin ders kitaplarından biri olarak karşımıza çıkmıştı. Hatta basılan orijinal kitap J.K. Rowling’in ismini bile taşımıyor üstünde, Tam olarak Harry Potter serisindeki gibi kitap başlığı ve yazarı Newt Scamander ismi ile size büyü dünyasından bir kitap almışsınız havası veriyor. Bu seri Harry Potter kadar uzun olmayacak ancak 2018’e söz verilmiş bir devam filmi var. Bu filmin sonunda devamının geleceğini zaten anlıyorsunuz. O kadarını söyleyelim
Herkese İyi Seyirler!
Bengüsu
No Comments / Yorum Bulunmuyor