Senenin en civcivli zamanları, sevabıyla günahıyla eski sene gitsin de geriye sayıp yepyeni bir sayfayı doldurmaya başlayalım satır satır diye karda kışta giyinip kuşanacağımız, sofralar kuracağımız, çalıp oynayacağımız bir yeni yıl daha hepimiz için kutlu olsun.
Böyle günler insan ömrünün Kavimler Göçü gibi, alelade bir gün geçen senelerde neler yapıyor olduğunuzu hatırlamazsınız belki ama geçen sene 31 Aralık gecesi nasıldınız, ne yapıyordunuz; bir haftanın günleri gibi sayıp dökebilirsiniz anında. O yüzden güzel hatırlamak gerekir, güzel hatırlayalım ki yaşlandıkça moralimizi bozmaya çalışan her türlü duyguya tarihe dayanan kanıtlarla karşı çıkabilelim.
Bu sene herkesin tadını kaçıracağım biraz, kafanıza takar mısınız takmaz mısınız bilmem, doğası gereği bencil bir varlık olan insanoğlundan böyle bir günde kederlenmesini beklemek biraz acımasızca belki. Ama doğası gereği bencil bir insanoğlu olarak benim tadım kaçmışken herkesinki kaçsın istedim, işte benim bu seneyi nasıl hatırlayacağım.
-Her yaz bir heves yüzüp güneşlenmeye gittiğim cennetten bir parça Akdeniz sahillerimizin en korkunç efsanelere taş çıkartır bir mezarlık olduğunu, henüz konuşamayanından tutun bebeğini yeni kucağına almışına kadar binlerce insanın yalnızca ceplerine umut koyup yaşamak için bir yerden bir yere giderken suların dibine gömüldüğünü asla unutmayacağım bir yıl olarak 2015,
-Adaletin kutsal sayıldığı bir dinin kurallarını devlet yönetimi olarak benimseyip aynı dinin adı altında barbarlık eden örgütlerin ölüme mahkum ettiği ve sürdüğü binlerce insana kılını dahi kıpırdatmayan ülkelerden birinde, bu sene 700’ü aşkın insanın izdihamdan yolunda öldüğü ve herkesin önüne eşit çıkmasının bir sembol kabul edildiği kutsal mabet, bir başka Müslüman ülkenin devlet başkanına ve ailesine kral tarafından özel malıymışçasına korumalar eşliğinde açıldığında bu insanlara hala dinin en büyük temsilcileri gözüyle bakabilen milyonların sesinin çıkmadığını gördüğüm bir yıl olarak 2015,
-İnsanlar birbirinden nefret ettiği, öyleki dünyanın bir yerinde plajda çoluğuyla çocuğuyla oynayan, sevdiği bir grubun konserine giden, terör örgütlerinin ele geçirdiği bir köyde kız çocuğu olma şanssızlığı ile doğan, iktidar hırsıyla zehirlenen politikalar yüzünden sınırlara gönderilen insanların pisi pisine öldüğü bir yıl olarak 2015,
-“Avrupa’da insanların kaybettiği can, bizim Ankara’da kaybettiğimiz patlıcan mı” diyer kamuoyuna acıların edebiyatı yapıp “tüm Müslümanları aynı kefede değerlendiriyorsunuz sizi ırkçılar” mesajı vererek küsen insanların “sene içinde en kanlı terör saldırılarının ve toplamda teröre bağlı en büyük sivil can kaybının Afrika’da yaşandığını biliyor muydunuz” dediğinizde gözlerinize boş boş baktığını deneyimlediğiniz can yakan bir yıl olarak 2015,
-Yeniden iktidara gelmek uğruna kendi ülkesinin iç işlerini karıştıran bir hükümetin her türlü söyleminde kutuplaştırma yapmaya çalıştığı, eğitim sisteminin içine ederek kendi ideolojisine göre çocuk yetiştirmeyi amaçladığı ve hala çoğunluğun onayını aldığında demokrasinin nasıl da size göre bir yönetim biçimi olmadığını fark ederek kendi içinizde hayal kırıklığı yaşadığınız bir yıl olarak 2015,
-Aynı ülkenin bir tarafında sokağa çıkma yasağı ilan edilirken diğer her yerinde hayatın günlük güneşlik aktığını, yıllar yılı ırkçılık karşıtı söylemler yapan bir ülkenin Müslümanları ülkeye almamayı öneren bir siyasetçiyi hala geniş ölçüde destekleyebildiğini, kadın-erkek eşitliği için söylemlerden açılımlara bir sürü laga luganın döndüğü zamanlarda bir kadın olarak geç saatte minibüse ve taksiye binmekten ödümüzün koptuğu bir yıl olarak 2015,
Ve daha neler neler…
Şimdi ben de yerimden kalkıp üstümü giyinmeye, saçımı başımı yapıp yemek için hazırlanmaya koyulacağım. Muhtemelen gece boyu şarkılar söyleyip eğleneceğim. Yarın alışverişe çıkacağım, sonra biraz daha exchange’e gitmeden staj bulamayacağım diye karalar bağlayacağım, gitmeye yakın da biraz heyecanlanıp biraz da ailemden dört aylığına ayrılıyorum diye buruklaşacağım.
“Hepimiz insanız.” artık birbirimizi düşünmek için değil birbirimizi düşünememeyi meşrulaştırmak için kullanılır oldu. Unutmak için değil hatırlamak için uğraşıyoruz çoğu şeyi, öyle ya, hepimizin derdi başından aşkın, hem bir başımıza biz neyi değiştirebiliriz ki?
Hepimize iyi seneler, daha kötü olacak hali yok ya canım, öyle değil mi?
No Comments / Yorum Bulunmuyor