RANDOM STUFF

Mezun Olmadan Önce

“Ölmeden önce görülmesi gereken 21 şehir” veya “gençken yapılması gereken 87 şey” gibi listeler herhalde basım yayın tarihinin genelde geyik amacıyla ve ‘burası da boş kalmasın’ diyerek düzenlenen yazıları olsa da ayrılmaz ve yer etmiş bir türdür. Açıkçası bana güzel film ve kitaplar kazandırmış bu listlelerin hepsini şimdi bir kalemde harcamak istemiyorum ama özellikle şu “ölmeden önce…” “gençken…” yapılacak şeyler konusunda yazarlarımızın ciddi bir savsaklama içinde olduğunu düşünüyorum. Kimi listeler öyle oluyor ki bunları yapınca insanın hayatta başka bir yaşam amacı kalmıyor sanki. Daha trajiği ise bir keresinde de ödev yapmak, sırt çantası takmak gibi ölseniz aklınıza gelmeyecek şeylerden oluşan bir liste görmüş olmam. Kısacası çoğu neden gençken yapmak gerek,neden sonra fırsat bulamayız ya da neden ileriye atmakta zarar var bu sebepleri gözümüzün içine sokup güzel tavsiyeler vermekten aciz bence.

Yüzleşmek istemesem de 20’li yaşların verdiği durup düşünme hali ve ilk stajıma başlayarak okulun bitmesine yalnızca iki sene kalması gerçeği beni neleri yapmak için son demlere itti düşünmeye başladım. Tabi ben bu konuda konuşacak kadar tecrübe sahibi değilim belki, sağdan soldan gördüklerime dayanarak konuşuyorum diyelim. İşte benim kısa ve öz listem, sizin de yapmayı düşündükleriniz varsa öğrencilik hayatı bitmeden yapmaya gayret gösterseniz iyi olur.

 

1-Yabancı milletlerden arkadaş edinme: Malum artık global bir düzende yaşıyoruz, yabancı insanlar hayatımızda çok olmasa da ürünleri ve kültürleri bir şekilde etrafmızda. Hangi meslek dalı olursa olsun mezun olup da işe başladıktan sonra başka kültürlerden arkadaş edinmek, dünyanın bir köşesinde yatacak yer, karşılayacak güler yüz sahibi olmak güçleşiyor. Ya kısıtlı tatilinizi kendi başınıza değerlendirmek istiyorsunuz ya da birkaç güzel şirkette iş bulduysanız şirketin sizi yurtdışına göndermesi için bir müddet efor sarf etmeniz gerekiyor. Halbuki öğrenciyken öyle kolay ki ! Zaten okulunuza onlarca, yüzlerce farklı milletten vatandaş geliyor. Onlarla tanışmak dışında siz de Erasmus ve exchange programlarıyla yabancı memlekete gidip yeni bir aile kazanarak dönebilirsiniz. En azından bunlara vakit bulamıyorsanız dahi öğrenciler için yazları yurtdışında hazırlanan yaz kamplarına gidebilirsiniz. Yaş ilerledikçe insanın dışarıya karşı paylaşımı da azalıyor bence, benden söylemesi.

Dünyanın dört bir yanında arkadaşlık ve macera peşinde insanlarla tanışmanın en güzel zamanları

2-Farklı bir saç rengi, kesimi; dövme vb. : Bu bence mutlaka yapılacaklar listesinde değil de istiyorsanız öğrenciyken yapın listesinde. Elbette bir dövmeciye gittiğinizde 25 yaş üstüyseniz sizi geri çevirmiyor. Ama mezun olduktan sonra yine “default” olarak direk mesleğe başladığımızı varsayarsak hemen her meslekte “sunulabilir” görüş sergilemek adına zaten absürt renkler, kesimler, giyim tarzı ve görünür yerde dövmeden kaçınıyor herkes. Bir kere işi kazansanız da artık sizden olgun bir yetişkin olmanızı bekleyen iş ortamı, hele de mevkiniz yükseldikçe sizdeki bu değişimleri dalga geçmek ve ruh halinizle ilgili söylenti çıkartmak amacıyla kullanacak bir çevrede bulunmanız ihtimaller dahilinde. Fakat öğrenciyken öyle temiz ki, karışan yok eden yok. İstedğiniz gibi boyatın, değiştirin, hatta belki iş hayatına kendinizi böyle kabul ettirmenin yolunu bulursanız sonradan değişmenin ceremesini de çekmezsiniz.
3-Ünlülerle tanışmaya çalışın: Şu ünlü ‘elçiye zeval olmaz’ lafını ben değiştirmek istiyorum. Bence öğrenciye zeval olmaz kardeşim. Öğrencinin toplumda farklı bir yeri var, hoşgörü ona karşı yüksek, destek ona karşı yüksek hatta kimi zaman iyi sonuçlar doğuracak şekilde acıma da ona karşı yüksek. Öğrenciyken eğer bir amacınız ya da kafanıza koyduğunuz bir şey varsa yapmak çok daha kolay çünkü kâr gütmeyen ve kötü niyetli bir amacınız olamdığı “öğrenci” olmanızla tescilleniyor. Tanışmak istediğinz, hayranı olduğunuz biri mi var? Elinizden geldiğince iletişim adresini bulup onu kampüste bir etkinliğe davet etmeye veya bir rol model olarak kendisiyle tanışmak istemeye çalışın. Okul gazetesinde yazıyorum deyin, gerçekten yazın, bir kulübe üye olun, bunun ismini kullanın, okulunuzun bağlantıları size ne gibi iletişim olanakları sağlayabilir, bunları kovalayın. Tecrübeyle sabittir ki hayatta epey önemli yerlere gelmiş insanların da öğrencilere farklı bir sempatisi, özel bir zaafı var.

4-Interrail yapın: Neden daha sonra yapmayacaksınız biliyor musunuz? Çünkü uzun bir üç ay tatiliniz olmayınca en iyi şekilde nasıl değerlendireceğinizi, bir hafta evde dinlenip bir hafta ailenizi ziyaret edip kalan haftada da trenlerde ve hostellerde sürünmek istemediğinizi düşünüp seneler ilerledikçe daha lüks ve daha huzurlu seçeneklere yöneleceksiniz. Mezun olur olmaz askere gitmenin sebebi de bunula aynı işte, rahata çok alışmamışken, öğrenci olmanın toleransını barındırırken arkadaşlarınızla birer sırt çantası kapıp dolaşın Avrupa’yı. Sonraki hayatınızda kimi zaman deli gibi para bayıldığınız ve tuvalete gideceğiniz saatlerin de planlandığı turlara dahi katılmaya üşeneceksiniz.

5-Dil öğrenin: Biz gençlerde yeni trendlerden biri kurslara gitmek. Boş durmayı sevmiyoruz, güzel bir özelliğimiz. Yabana atmayayım, bu iş çıkışlarında akşamları dansa, yemek kursuna, pilatese, yogaya giden çok insan var. Fakat bunlardan biri var ki iş çıkışlarına sığacak gibi değil . Hepimiz yoğun ders ortamında bir kere İngilizce ile boğuşurkern ikinci bir yabancı dile zaman bulamaz, sonralarda, izafi bir yarında mutlaka kursa gideceğimizi söyler dururuz kendimize. Fakat bir fiil öğrenci olarak çalışmayı gerektiren yen bir dil öğrenmek, okul ortamında uzaklaştıkça bize bir külfet gibi gelmeye başlayacak. Kaldı ki her geçen senenin dil öğrenme yeteneğine ket vurduğunu düşünürsek eğer konuşmak, şarkılar söylemek istediğiniz bir başka dil varsa kepi havaya atmadan öğrenmeye başlayın ya da sonsuza dek bırakın o şarkıları başka insanlar söylesinler.

Hosteller belli bir yaş ve üstüne kendini fazlasıyla evinde değilmiş gibi hissettirecek mekanlar ne yazık ki

6-Girişim ekibinizi kurun: Bunu da bugünlerde stajda duyduğum altın bir kulak küpesi olarak aktarıyorum size. Girişimcilik son yıllarda epey piyasa yaptı, herkesin harcı olmasa da herkesin aklının bir köşesinde, okşanmayı ve elinden tutulmayı bekleyen fikirleri var kuşkusuz. Girişimci olmak için taşın altına eli koymak gerekiyor, belki çoğumuz bunun için uzun bir zaman ne kaynak ne de cesaret bulabileceğiz. Ancak şurası bir gerçek ki eğer aklınıza gerçekten bunu koyduysanız yola beraber çıkacağınız takımı tez elden oluşturun. Bir kere iş ortamında güzel arkadaşlıklar kurulsa da rekabetin ve bireysel hayatların getirdiği duvar sizi ekip olarak bir işe son derece kararlı kenetlenmekten alıkoyacak. Öte yandan mezun olduktan sonra bir hayat kurma ve belirsiz bir yola girme ayrımında bocalayacaksınız, cesaretinizi yitireceksiniz. Okulla birlikte girişim yürütmek çok zor, birinden birinin elini bırakmak gerek. Ancak siz siz olun okuldan mezun olmadan bu yolda beraber yürüyebileceğiniz, en azından bir kez deneyebileceğiniz takımı oluşturmaya, fikrin tohumlarını onların kafasına ekmeye uğraşın. Sonra çok geç olacak.


7-Hocayla Proje: Şöyleki bu benim yalnızca bizim okul özelinde ürettiğim bir fikir de olsa bence tüm üniversite öğrencilerinin aklının bir köşesinde bulunmalı. Her sene mütevazı bir kokteyl havasında sürdürülmeye çalışılan rektörle buluşmalarda iki senedir aynı tavsiyeyi veriyor rektörümüz Nihat Berker: “Hocalarınızla proje yapın, hocalarınızla proje yapma fırsatını kaçırmayın.” En başta bana akademik amaca hizmet eder görünse de aslında iş hayatında da her şey bir proje üretip onu sürdürme mantığında ilerliyor aslında. Akademisyenler ufukları çok geniş ve network açısından da bir o kadar zengin insanlar. Önünüze çok farklı ufuklar açılabilir, onu geçtim en azından size bir deneyim kazandırmış olur. Bitirme projesi dediğimiz bitse de gitsek havasında geçen formaliteden ziyade bir hocanın tüm kaynağını ve emeğini ortaya koyduğu projelerden birine dahil olmaya çalışın mutlaka, pişman olmayacağınıza dair güzel hislerim var.

 

Bengüsu

You Might Also Like

No Comments / Yorum Bulunmuyor

Leave a Reply / Yorum Yazın

Show Buttons
Hide Buttons