Her şeyin ilki unutulmazdır derler, senelerdir hiç sektirmeden ziyaret ettiğim TÜYAP Kitap Fuarı bu sene yazarlık yolculuğumun ilk TÜYAP’ı olarak hayal edemeyeceğim kadar güzel bir hatıra bıraktı bana, umarım bundan sonrakiler de öyle olur.
Fuara birkaç hafta kala yayınevinden biricik editörümüz Gökçe ile yeni kitap çalışmaları için konuşurken birkaç haftadır neden sürekli koşuşturduklarını öğrendim. Sarah Jio Türkiye’ye geliyordu! Hemen hangi günler burada olacağını sordum, sınav takvimimle bire bir örtüşmesi için kaderin itinayla çalıştığı bu günler arasında kurtarılmış bölge gibi parlayan harika bir pazar günü, Sarah TÜYAP’ta olacaktı. Hemen Gökçe’ye haber verdim: “Pazar günü kesinlikle oradaydım!”
Haftasonu kalabalığına bir de kitap standlarına kadar taşan imza sırası eklenince sıranın ortasında bitiş çizgisini belli etmek için çaresizce dikilen Gökçe’yi bile zor buldum, iki saat sonra TÜYAP’tan ayrılması gereken Sarah için onca saat yol tepmiş insanlar haliyle şanslarını denemek istiyor, bitmek bilmeyecek sıraya girmeye devam ediyorlardı. Elinde imzalı kitabı ile havalara uçarak alandan uzaklaşan insanları gördükçe Sarah ile tanışma isteğim daha da arttı. Hayatımda hiç imza gününe katılmamış bir insan olarak Sarah yerinden kalkıp TÜYAP’ı terk ederken sıra gelmeyen insanların ağlamasına, içten üzüntülerine, Sarah’nın peşinden koşmalarına inanamadım. Bir yazarın kitabını okumak aslında yazarı görmekten daha yakın değil miydi onunla konuşmaya? Sarah’nın daha önce yalnızca bir kitabını okuduğuma çok üzüldüm, okuruyla bu kadar güçlü bir bağ kurabildiğine göre bu kadından öğrenecek çok şey olmalıydı.
Gelelim bu tatlı kadınla nasıl tanışabildiğime. Sarah’nın TÜYAP’tan sonraki ikinci adresi olacak Kanyon’daki imza günü için yolda ona eşlik edecektim, harika bir saat boyunca sohbet etme imkanımız olacaktı. Kaç gündür ne kadar koşturduğunu bildiğim için aradaki bir saatinde sessize gözlerini kapatıp dinlenmek ister mi acaba diye endişe ile koltukta onu beklerken daha asansörden çıktığı anda gülümseyerek bana yürümesi bütün endişelerimi dağıttı.
Sarah ve yolculuğunda ona desteğini asla eksik etmeyen sevgilisi Brandon ile arabaya bindik. Sarah’ya kendimi tanıttım, genç bir yazar olarak kariyerinden çok etkilendiğimi anlattım. O kadar pozitif ve samimiydi ki on dakika sonra konu nereden nereye gelmiş hiç fark etmeden koyu bir sohbete dalıvermiştik. Beklediğimin tam tersine o kadar enerjikti ki, bir sürü soru sordu, ben ona sordukça ilgiyle anlattı. Biraz fuardan söz ettik, sıradaki herkesle tanışamadığı için çok üzüldüğünü söyledi. Sonra neler yaptığından, burada tanıştığı insanlardan, gazetecilerden ne kadar etkilendiğinden tutun politikaya kadar her şeyden sohbet ettik. Sarah’nın erkek arkadaşı Brandon da en az Sarah kadar canayakın ve konuşkandı. Kanyona’a varmaya yakın Sarah’nın bir imzalı kitabını da ben aldım, bana çok güzel dileklerde bulundu, keşke trafik daha sıkışık olsaydı ya da keşke yol biraz daha uzasaydı gibi bencilce isteklerimi bir kenara gömdüm, Kanyon’un güzel ışıklarıyla aydınlanan akşamı Sarah’nın D&R’daki imza gününde devam ettirdik.
D&R imza günü de TÜYAP’ı aratmayacak kadar yoğun geçti, Sarah’nın iki arada bir derede evi Seattle’da bıraktığı üç oğlu ile telefonda konuşması, sonra topukluluarıyla koştura koştura tekrar imza masasına geçmesi, her zaman gülen yüzü, kendine söylenen her bir ismi doğru telaffuz edene kadar tekrar tekrar söylemesi baştan sona film gibi izletiyordu size tüm okuyucuların imza seremonisini. Saatler ilerledikçe bana da okul yolu göründü, Sarah ile bol bol fotoğraf çektirdim, ileride ona çok güzel haberler vermek ve belki bir gün Seattle’da görüşmek üzere ona ve Brandon’a iyi yolculuklar dileyerek veda ettim.
Şimdi Sarah hakkında tekrar düşündüğümde okurlarıyla bu kadar candan bir bağ kurmayı nasıl başardığını anlamak hiç zor gelmiyor. Ama tanımlamak hala zor, buna her şeyiyle Sarah gibi olmak diyebiliriz belki de. O üslubu ve hikayeleriyle dünya çapında yüz binlerce hayranı ola çok başarılı bir kadın ama öte yandan çocukları için elinden geleni ardına koymayan bir anne. Bir yandan küçük bir çocuk gibi öğrenmeye ve eğlenmeye çok düşkün, öte yandan son derece uyumlu, mütevazı ve olgun. Bir insan bunların hepsi olabilince, yalnızca yazmayı değil okuyanın kalbine de ulaşmayı başarıyor demek ki. Ne diyelim, umarım ‘Sarah gibi olmak’ bende de vardır, umarım Sarah Türkiye’ye tanışamadığı hayranları için tekrar gelir, umarım yolumuz bu tatlı kadınla tekrar ve tekrar kesişir 🙂
To Sarah With Love
Best memories are unforgettable firsts. This year, it was supposed to be my first visit as an auothor to TÜYAP Book Fair after so many years visiting as a bookworm and it was much more unforgettable than I expected.
While I was talking to the editor of the publishing house, Gökçe, just a few weeks before the book fair, I learned why they were extremely busy : Sarah Jio was going to visit Turkey! I immediately learned her schedule which was completely same with my midterm exams calendar as if it was a joke to me, but there was a bright Sunday scheduled for two different signing events one in TÜYAP and one in Kanyon Shopping Center. I directly texted to Gökçe : “I will definitely be there in TÜYAP on Sunday!”
The fair was not only crowded since it was weekend but also there were uncountable number of people waiting for the signing line of Sarah, taking their chance for meeting Sarah after arriving to the book fair venue which was far away from the center of İstanbul. I barely could find Gökçe while she was trying to hold up the finish sign of the line. Seeing the pure joy and smile of those people who could get their books signed, I wanted to meet Sarah more and more. I couldn’t believe how people who couldn’t get their books signed started crying, running after Sarah when the signing event was finished. Is reading a book of Sarah not more close to talking to her than seeing her in person? I regretted reading only one book of Sarah before, it was obvious that Sarah’s connection to the readers was more than the lines she wrote. There was a lot to learn from her.
How could I meet her? I was going to accompany her on the road to Kanyon where she was going for another signing day event. It was great to be able to talk to her for more than one hour. But I was also worried because I knew how exhausted she should have been and thought she would have rested on the road rather than talking and talking more. But when she stepped out of the elevator smiling and walking towards me, all my worries disappeared.
With Sarah and her boyfriend Brandon who was always with Sarah and supporting her all the time during her visit, we got on the car. I introduced myself to her and told how I was influenced from her as a young author. She was so positive and sincere that I could not notice how we had a deep conversation just after 10 minutes. She was not even close to being tired.
She asked many questions and answered mine when I asked her. We also talked about the fair, she told me how she was sorry for the rest of the line who could not meet her after all the waiting. Then she started telling what she had been doing during her visit, how she was influenced from the people she met here. We even talked about politics during that 1.5 hours. Brandon was also very talkative and friendly. I really felt so comfortable with them as if they were my friends for 20 years. Just before getting of the car, I got Sarah’s book signed, and she wished the best of luck for me as an author. I even so selfishly wanted the traffic jam to last longer. But I genuinely was ashamed of this desire after seeing the long line in the book store waiting for Sarah.
Signing days are not shows to entertain the audience but watching Sarah calling his 3 little sons in a quick moment, running to the table with beautiful high heels, smiling all the time and repeating every name until pronouncing the right version made me watch her signing the books like a movie. After a few moments, I faced the fact that I had to go back to the campus. I took many pictures with Sarah and promised her to give her good news about me in the future and maybe see her some day in Seattle and said farewell to both Sarah and Brandon.
Now thinking about Sarah after knowing her a little, it is easy to see how she can connect to her readers that much. But it is still hard to define, we may call it “being Sarah” by all means. She is a worldwide famous and successful author with many beautiful stories but on the other hand a superhero mother.She is still fond of learning and enjoying like a little kid but also so compatible, modest and kind. It seems that this is the key to write not only well but touching to the heart of the reader. I hope I can also achieve this “being Sarah” some day. I hope Sarah come back to Turkey for her fans once again. I hope our paths cross with that wonderful lady 🙂
No Comments / Yorum Bulunmuyor