Yukarıdaki fotoğraf ve daha birçokları ile beni gülme krizine sokan, Trump seçilmeden çok çok önce okuduğum post için yazının en altındaki ** işaretli linke bakınız 🙂
Kameralar Nerede, Nereye El Sallıyoruz?
Trump’ın başkan seçilmesine üzerine gevezeliklerimin ikinci partına hoşgeldiniz değerli okuyucu. Amerika’da başkanlık seçimi esnasında ben mışıl mışıl uyurken milyonlarca insan ekranları başında kafayı yemiş -bakınız ben koalisyon kuralamadıktan sonra AKP yeniden tek başına iktidar olunca- ve hatta şoka girmiş. Sonrasında da haberleri takip ettiğiniz üzere “Not My President” pankartlarıyla kıtanın çeşitli yerlerinde, tabi bilhassa Clinton’ın kazandığı eyaletlerde gösteriler olmuş. Amerikan halkı bunun bir kamera şakası olduğunu düşünedursun, sırf bu yüzden Trump ileride başarılı bir başkan olarak hatırlanacak. Sınıfın en vasat öğrencisi derslerinin hepsini geçince nasıl bir aferin alır da karneye 4 getiren öğrenciler “yavrum bu niye 5 değil?” diye dudak bakan velilerle karşılaşır, işte aynen öyle düşük bir beklentinin ekmeğini yiyecek bu adam. Öyle ekstrem bir algı oluştu ki sanki Trump baştayken ülke batmadan ayakta kalırsa bile olağanüstü bir şey yaşanacakmış algısı oluştu herkeste. Ne zaman ki Trump daha ılımlı politikalar belirleyecek, biraz geri adım atacak, parasının da sayesinde işinin ehli bir kabineyle düzgün işler yapacak; o zaman herkes “ulan adama haksızlık ettik, helal olsun be!” diyecek. Halbuki bunlar bir başkandan beklenecek ortalama performanstan ileri gitmeyecek.
LOL tadındaki yazı için metnin sonundaki *’a bakınız 😀
Trump vs Erdoğan
Trump’ın ve Erdoğan’ın politikaları aynıdır demek yanlış bir genelleme, herhangi bir yerde kullanıldığında da söyleyen tarafın yanlış dile getirmesi, dinleyen tarafın da potansiyel bir fanatik olması durumunda hiç hayırlı bitmeyecek. Bence bu yönde düşünen insanların esas söylemek istediği şey şu: Trump ve Erdoğan’ın bu ülkenin insanlarına yaptığı aynı. CNN’in bir haberinde denk gelerek tanıdığım epey önemli bir abimiz Van Jones şöyle bir cümle kullandı: “Someone has been elected by throwing away some of us to appeal more deeply to others.” Yani diğer bir deyişle, Trump bazı insanları hiçe sayarak diğerlerine daha fazla etki etti. Bu tam olarak bizim başımıza gelen şey. Erdoğan son on senede yarattığı fanatizme belki de en çok “benim yüzde ellim” politikasına borçlu. Bugün tüm dünyada standart bir bilgi birikimi – rasyonalite – hayat standardı indeksi yapıp ülkeler için bir ortalama çizsek Trump’ın da Erdoğan’ın da bu çizginin altında kalan çok büyük bir destek kitlesi olacak. Bu insanların çok haklı istekleri var. Amerika’daki adam Meksika’nın bağlarından gelen adamlar daha ucuza çalışıyor diye standardın düşmesinden şikayetçi. Türkiye’deki adam dinine bağlı yaşadığı zaman ortamlarda yobaz diye dışlanmaktan şikayetçi. Bu insanların hiçbiri birer politika ve etik kitabı değil. Bu insanların tek ihtiyacı ertesi sabahı daha kaliteli ve huzurlu geçirmek, insanların cehalet perdesinden doğan doğuştan gelme haklarının eşit temsilinin doğru yürütülmesinin başına bir alametler gelir mi acaba da aman da falan da filan… Alan, almak için ne yapması gerektiğini biliyor; veren de vermek için zaten dünden razı.
Konuyla ilgili NY Times’da İngilizce yazılmış fena olmayan bir yazı için en alttaki *** ile işaretli linke bakabilirsiniz.
Bi Sakin Olun, Adam İşi Öğrenecek
Şimdi burada füturlu sallıyorum. Ne olacağı gerçekten hiç belli olmaz, dedim ya, sonuçta insanoğlu. Ancak herkesin sosyal medyada, 9GAG’de, dergilerde ve bilimum mecralarda dalgasını geçtiği üzere bu adamın minimal dizaynı benimseyen siyaset geçmişinden henüz bir şey beklemek çok zor. Başa gelene kadar söylediklerinin iş köprüyü geçtikten sonra çok değişmesi de muhtemel. Pek çok şey, Trump’ın dillendirdiği kadar basit olup bitecek işler değil. Evet, gerçekten de bundan sonra Amerika’ya göç etmede zor koşullar bekliyorum. Söz gelimi yeşil kart sisteminde, aralarına Türkiye’nin de girebileceği çeşitli ülkelerin vize işlemlerinde yaptırımlar ve kısıtlar getirilebilir. Ancak Amerika’daki köklü eğitim kurumlarının uluslararası öğrenci ve araştırmacı kitlesi politikasına veya çok uluslu şirketlerin çalışan mobilitesine karşı gelmek bence Trump’ı aşar. Diğer bir deyişle, Trump’ın söylediği sözleri biraz bükmek zorunda kalacağını düşünüyorum. Bugün Silikon Vadisi’nde çalışan Müslüman yazılımcıların hepsini ülke dışına atsanız bütün dünyanın sanal sistemleri saniyeler içinde çöker. Yine fütursuz salladım ama olsun, ben böyle olduğuna yürekten inanıyorum. ne de olsa ben, istatistik kitabı değilim, öyle ya?
Merak edenler için Trump’ın çekirdek ailesi, şu anki eşi Melania olan.
Kapanış Konuşması
O değil de fark ettim, ya benim bu adam hakkında konuştukça konuşasım geliyor. Belki de siyasi olgunlaşma sürecinden geçen bir yavrucak olarak bu kadar içli dışlı olduğum ilk seçim olmasından, belki de kazananın Trump olmasından mütevellit -galiba ikincisi- hemen her şeyden bir hikaye çıkar gibi geliyor. Trump’ın Hayatı. Trump’ın Ailesi. Trump Tatilde. Trump Bebek Bakıyor …
Sevgi dolu günler,
Bengüsu
*http://www.ensonhaber.com/cumhurbaskani-erdogan-trumpin-ismini-kaldirmasi-lazim-2016-06-25.html
**https://onedio.com/haber/amerikan-baskanligina-adayligini-koyan-donald-trump-a-tipatip-benzeyen-seyler-597727
***http://www.nytimes.com/2016/07/20/opinion/trump-and-the-sultan.html?_r=0
No Comments / Yorum Bulunmuyor