Gizemli Guilin

Asya gezi planlarım arasında Anakara Çin(Mainland China)’e gitmek yoktu hiç. Hong Kong’un yeterli bir Çin deneyimi olacağına inanıyordum. Sonra iyi anlaştığım bir grup arkadaşım bana Li River’dan fotoğraflar gösterdi, hazır yeşil pasaportum da varken tamam dedim, neden olmasın? İyi ki gitmişim, Guilin yalnızca keyifli bir gezi olmamakla birlikte Hong Kong’un gerçek bir Çin deneyiminden ne kadar uzak olduğunu gösterdi, hatta Pekin’e gitmeye karar vermemde büyük rol oynadı da diyebilirim.
GUILIN KISA KISA
Guilin, özgün bir görünüme sahip pek çok tepenin arasında uzanan Li River’ın etrafında kurulması ile millattan öncesinden bu yana yerleşim yeri olmuş bir şehir. 4.5 milyon nüfusu ile Çin standartlarında oldukça küçük ancak en çok turist çekiyor. Yeşil pasaport için 30 gün kalma hakkınız var Çin’de, kırmızı pasaport sahiplerinin vizeye bir an önce başvurmasını tavsiye ederim, Çin vize konularında garip davranabiliyor. Guilin’e uçakla gelinebildiği gibi bizim tercih ettiğimiz üzere Çin’in başka bir kentinden tren ile de gelebilirsiniz. Para birimi RMB (Chinese Yuan), konuşulan dil de Mandarin. Hem de epey sağlam, yani sadece İngilizce ile biraz kaybolmaya hazır olun seviyesinde bir Mandarin.
NEREDE KALALIM?
Guilin’de kaldığım hostel gerçekten fiyat kalite performansı olarak en beğendiğim hostellerden biri olan Guilin Central Hostel idi. İnanılmaz arkadaş canlısı ve güzel İngilizce konuşan elemanlarına, hem girişinde hem de odalarında modern ve tarz sahibi tasarımına, temizliğine ve efsane lokasyonuna 10 puan. 4-6 kişilik yatakhane odalarında 20-30 TL gibi fiyatlara kalabilirsiniz, kendi banyosu olan bu odalarda yatakların perdesinden baş ucu dolaplarına kadar her şey düşünülmüş. Malumunuz Çin’de Facebook, Google, Snapchat ve türevleri kullanılamıyor, o yüzden odalardaki Wi-Fi çok kullanışlı sayılmaz. Ancak resepsiyondaki VPN bağlantısı sayesinde tüm bu uygulamalara ulaşabiliyorsunuz. Tabi, aramızda 😉
NASIL GİDELİM? NE ZAMAN GİDELİM?
Subtropik iklim zonuna giren Guilin eminim yazları çok nemli oluyordur, mart başında ise yalnızca uzun kollu ve kapüşonlu gerektiren bir soğuk vardı. Biz gittiğimizde bir diğer dezavantaj ise sisli havaydı. Ben gizem kattığı için sisi fotoğraflarda sevdim ama doğayı tümüyle içinize çekmek için en ideal zamanlar sonbahar başı veya ilkbahar sonu olacaktır.
Uçak biletleri konusunda pek fikrim olmasa da tren biletleri için elinizi çabuk tutun derim, çok alternatif olmadığı için hızlı tükeniyorlar. Biz Google’a “guilin train ticket” yazmak sureti ile en güvenilir görünen cTrip websitesi üzerinden hızlı tren biletleri almıştık. Yolculuğunuz 8-10 saat sürmeyecekse en ucuz koltuk tipinden alabilirsiniz, hiç de konforsuz sayılmazlar. Tren biletleri ile ilgili tek sıkıntı şu: cTrip üzerinden biletinizi alınca size “payment succesful” konulu bir e-mail gelecek. Bu e-mail aslında “rezervasyonunuzu aldık” anlamında. Biraz saçma bir sistemleri var ama rezervasyon için sizden para çekip sonra uygun bilet bulunmaması takdirinde iptal edip paranızı iade ediyorlar. İçerisinde bir pick-up numarası bulunan e-maili alana kadar bu biletlere henüz sahip olamadınız demektir. Bekleyiniz, rezervasyon mailinden 1-2 gün sonra size ya pick-up numarası ya da bir iptal e-postası gelecek. İptalin nedeni örneğin 2-3 kişi için birlikte bilet alırsanız sistem size yan yana bilet vermeye çalışıyor ve istediğiniz fiyat tipinde yan yana bilet kalmadıysa rezervasyonu iptal edip paranızı geri yatırıyor. Sorun yok, siteye girin ve tek tek almaya çalışın veya fiyat aralığınızı değiştirin. Biz daha iyi bir alternatif bulamadığımız için bu siteyi kullandık ama günün sonunda, bu adımları izlemeniz yeterli. Trene binmeden bir süre önce istasyondaki gişelerden pasaportunuz ve pick-up numaralarınızla basılmış biletlerinizi almanız gerekiyor. Sonrası ise, iyi yolculuklar!

NEDEN GUILIN? BURADA NELER YAPILIR?
Guilin dünyanın bir ucundan gelmeniz gereken bir yer değil ancak Çin’e geldiyseniz uğramaya değecek bir yer. Çin’de buraya benzer Tianzi isimli bir başka yer var. Burası Avatar filmine ilham vermesi ve yine efsanevi manzarasıyla bilhassa dağ tırmaışçıları arasında çok popüler. Ben Tianzi’ye gitmedim ama Guilin’in keyifli küçük şehir merkezi, Li River gezisinin ardından gittiğiniz eski Yangshuo kasabası ile bence Guilin, Tianzi’ye rağmen hala ziyaret edilesi bir yer konumunda. Guilin şehir merkezini, Li River’ı ve Yangshuo’yu aşağıda anlatacağım. Guilin’de benim yapamdığım başka neler sizi bekliyor? Burası Red Flute Cave isimli güzel bir mağaraya sahip, hostelden şehir otobüsüyle 1 saatlik bir yolculukla oraya varabiliyorsunuz. Ben mağaralardan çok büyük beklenti sahibi olmadığım için gitmeyi tercih etmedim ama fotoğraflar gerçekten güzledi. Bunun dışında şehirdeki tepeciklere çıkabilir (Elephant Trunk Hill) veya bisiklet tutarak Li River’ın şehre uzanan kıyısında gezinebilirsiniz. Sakin, huzurlu, ucuz, 2-3 günden uzun tutmayacak ancak size gerçek bir Çin deneyimi sunacak bir gezi istiyorsanız Guilin kesinlikle doğru tercih.

Tüm bunlar dışında aslında öylesine sokaklarda gezseniz, çılgın motor trafiğine ve Türkiye’nin Anadolu şehirlerinde bir zamanlar gördüğümüz sürekli inşaat halindeki şehre bir göz atsanız da ilginç bir gezi geçirmiş sayabilirsiniz kendinizi. Biz hostelden çıkıp yürüyerek yakınlardaki “Seven Star Park”a gitmiştik. Hem oraya kadar yürürken tek turist olmanın da verdiği ilginç hisle bir Çin deneyimi yaşamak hem de parkta asabi maymunlar, müzik yapan yaşlı amcalar, güzel bahçeler ile dolu eğlenceli bir vakit geçirmek isterseniz uğrayabilirsiniz. Ama uğramasanız da sorun değil 😀

 

 

LI RIVER GEZIMIZ
Burayı yazıp yazıp siliyorum, ırmağın manzarası karşımıza ilk çıktığında öyle heyecanlanmış, öyle büyülenmiştik ki şimdi kelimelerle anlatmaya çalışmak son derece çaresiz geliyor. Sabahın 6’sında oteliniz sizi alıp otobüse koyuyor, yolculuğa esneyerek başlıyorsunuz. Tur rehberlerinizin sizi araçtan indirdiği noktadan önce küçük birkaç seyyar satıcı teyzeyi geçiyor, size hasır şapka satmak için uğraşan yaşlı teyzeleri kırmadan reddetmeye çalışıyorsunuz.

Sonra ırmağa ulaştığınız anda…  Etrafı izlemeye son vermek için birileri itekliyor sizi, can yeleklerinizi giyip bambudan yapılmış motorlu botunuza atlıyorsunuz. Sonra yarım saat boyunca dağların arasından, suyun üstünde krema gibi akan sisi izleyerek huzur buluyorsunuz. Daha fazla söyleyecek bir şey yok, Li River muhtemelen Guilin gezisinin en özel bölümü. Burada yolculuğunuz bittikten sonra indiğiniz yerden arabalarla Yangshuo kentine gidiyorsunuz.

Her şeyden önce, belki biraz sezon dışı gittiğimizdendir ancak, yerli turistçe son derece zengin bir yer olan Guilin’de çinli olmayan 6 turistten biri olarak (biz 4 kişiydik, diğer 2’si ile sonra tanıştık) kendinizi kıta kaşiflerine yakın bir biriciklik içinde hissediyorsunuz.
Etrafta koşuşturan çocuklar daha bir büyümüş de küçülmüş görünüyor gözünüze, yağlı boya tablo satan dükkanlara daha bir imrenerek bakıyorsunuz. Arşınlaya arşınlaya, açıkçası biraz da sağduyunuza güvenerek kalkış noktasını bulduğunuzda biraz doğa, biraz beşer, belki bir-iki tane de hediyeyle turunuzu bitirmiş oluyorsunuz. Sağduyuyu açmadan edemedim, gerçekten de ben tek başıma olsam sanırım otobüsleri bulamayacaktı

m, bu açıdan İngilizce’ye güvenmek şöyle dursun tabela ve işaret bulmayı bile çok beklemeyin. Rehberinizden ayrılmadan önce yolu çocuğa anlatır gibi anlattırana kadar uğraşın derim.

 

Buradan sonrası, biraz deneysel bir hikaye. Herkese tavsiye etsem mi etmesem mi bilemedim 🙂 Biz turumuzu otelin gönderdiği e-posta üzerine Guilin’e gitmeden önce ayırmıştık. Otelin bilgisizliği mi yoksa tur şirketinin hatası mı bilemiyorum ancak turun ortasında otobüs rehberimiz bize gelip turun son durağı Yangshuo’dan sonra ek ücret ödenen bir mağara gezisi olduğunu, katılmak istemezsek o şehirden Guilin’e otobüsle terminali bulup bilet alarak dönmemiz gerektiğini söyledi. Üstümüzde nakit olmadığı için mağara gezisine istesek de katılamazdık zaten. Yangshuo’dan sonra öğle yemeği için bırakıldığımız, şehir merkezimsi yerde mecburen turdan ayrılıp kendi yolumuzu kendimiz bulmak zorunda kaldık. Bu şehrin ana caddesini boylu boyunca bir saat yürüyüp şehirler arası terminali sonunda bulduk ama nasıl bulduk bir de bize sorun 😀 Bir noktada yürüyerek farklı bir şehre geçtik sandık. Hele o şehirlerarası otobüs, o Çin usulü buram buram Anadolu…

Bir yandan düşünüyorum, Çin’in iki küçük şehri arasında saat başı doldukça kalkan bir otobüse bir daha ne zaman bineceksin, iyi ki böyle bir şey olmuş diyorum. Ama konforuna düşkün bir insanın yaygarayı kopartabileceği bir ortamdı gerçekten, nihayetinde tur dediğin seni alıp götürdüğü gibi geri de bırakmakla yükümlüdür. Hostele geri döndüğümüzde resepsiyondaki kız neden erken döndük diye şaşırdı, “geziye mağara bölümü dahil değildi aptallar, yollarda süründük, üstüne üstlük dönüşümüzü kendimiz ödedik” demedik, demek istemedik. Günün geri kalanını da güle oynaya geçirdik 🙂

 

 

GUILIN ŞEHİR MERKEZİ
Asya gezilerimden sonra büyük, metroyla oradan oraya sürüklendiğimiz şehirlerdense avuç içi kadar merkezini yürüye yürüye gezdiğiniz; alışverişinden restoranına gece kulübünden oteline hepsinin bir arada olduğu şehirlerde kalmaktan daha çok zevk aldığımı fark ettim. Bu gezilerden ilki Guilin’di işte. Central Hostel’in yeri gerçekten o kadar mükemmel ki, otelden çıktığınızda sağa kıvrılıp elli metre yürüryünce şehrin ortasından geçen Li River’ın etrafında, koca ağaçların altında adeta bir Avrupa şehrinde gibi huzurlu bir yürüyüşe çıkabilirsiniz. Sol tarafa dönüp elli metre yürüdüğünüzdeyse kendinizi gece de hareketli olan capcanlı sokaklarda bulabilirsiniz. Her ne kadar Çince hakimiyetinden ötürü turistik görünmese de aslında yerli turistlerin gözde mekanlarından biri olduğu için bir sürü yerel butik, ismini duymadığınız markalarda spor kıyafeti mağazaları, takıcılar, geleneksel yemişler satan dükkanlar sizi bekliyor olacak.

Yemek açısından da son derece zengin bu sokaklar arasından favorim haritadan da kontrol edebileceğiniz Zhengyang ve Yiren Sokak oldu. İki tarafında pek çok mağaza ve lokanta bulunduğu gibi orta sırasında minik minik prefabrik dükkanlar içinde tatlıcılar, ayakkabı atölyeleri, kıyafet mağazaları dizilirken size de alışık olduğunuz şirin bir çarşı havası veriyor bura. İsterseniz hostelin ferah resepsiyonunda biraz VPN’in tadını çıkartıp sonra kendinizi şehrin minik sokaklarına verebilirsiniz. Önünüze çıkan her sokağa sapmakta serbestsiniz, yarım saat içinde tekrar tanıdık başka bir yere çıkacaksınız. Bazen farkında olmadan hostelin arkasına, bazen nehir tarafına düşecek yolunuz, kalabalık ve ışıklı yerleri takip ettiğiniz sürece eğlenceden uzak değilsiniz.

 

Keyifli alışveriş ve sokak gezmelerinin baş tacı da şüphesiz felekten bir gece. Hostelden çıkıp sola dönerek dümdüz gittiğinizde Muse Music Club’ı göreceksiniz, yakınlarda görüp görebileceğiniz tek gece kulübü olan bu mekana “Guilin’e gelmişiz, gece kulübüne mi gideceğiz sıkış tepiş” diyerek girmek istemeyip biraz arkadaşın gazıyla gitmiştim. İYİ Kİ GİTMİŞİM. Her şeyden önce kendime kızdım, söz konusu Çin gibi kapalı bir toplum olunca sanki hiç eğlenmeyen, daha tutucu, gençliği solmuş bir toplumla karşılaşmayı bekliyordum sanırım. Tam tersini buldum, bu mekan şüphesiz hayatımda bulunduğum en fantastik yerlerden biriydi 😀 Guilin oldukça genç insanın yaşadığı ve gezmeye geldiği bir şehir, bunu mağaza portföyünden anlasanız da burada iyice oturuyor şehrin kültürü kafanızda. Biribirinden stil sahibi Çinli gençler kâh Çince rock grubunun canlı performansına, kâh anime karakteri gibi giyinen seksi kadın DJ’in parçalarına eşlik ederek çılgınlar gibi eğleniyor. Çılgınlar gibiyi laf olsun diye demiyorum, gerçekten konfetili, balonlu bir eğlence 😀 İçkiler oldukça ucuz, ayakta duracak bir bistro bulmanız zor olabilir ancak sanırım biz turist olmanın force’unu kullanarak tüm kulübe hakim yüksek dans platformunun dibinde güzel bir yer kaptık kendimize. Yerimizi aldıktan sonra ise gece iyice renk değiştirdi. Yanımızdaki genç arkadaş grubundan profesyonel dansçılara taş çıkartacak bir kız pistten hiç inmedi desem yeridir. Canlı R&B klibi izler gibi insanların coşup eğlenmesini izlerken sahnedekilerin sizi habire piste çıkarmaya çalışması sayesinde eğlenceyi ıskalama olasılığınız sıfırlanıyor. Burada biri sizi piste davet ettiğinde ya teklifi kabul edeceksiniz ya da ona içki ısmarlayacaksınız. Utangaç bir insansanız, işte size kendinizi aşmak için mükemmel bir bahane!

NE ALALIM, NE YİYELİM?
Guilin yemek seçenekleri açısından çok zengin. Bir akşamınızı hostelin sol çapraz karşısında bulunan pasaj görünümlü, içine girdiğinizde geleneksel bir food court gibi bir sürü farklı lokantanın kalabalık iskemlelerle çevrelendiği bir yemek cennetini mutlaka denemelisiniz. Burada zevkinize göre ister bir iskemleye ilişip noodle’ınızı ister ayakta yenecek Çin işi fast food’lardan bir menüyü mideye indirebilirsiniz. Diğer bir güzel seçenek, daha konforlu bir gece için otelden sola dönüp biraz yürüdüğünüzde sağınızda kalacak Irish Pub. Biz buraya hem yemek hem de içki için geldik. Yemekleri hem çok nefis hem de çok uygun, ben biftek, sebze ve pilavlı bir tabak istemiştim, gerçekten şahaneydi; arkadaşlarım da noodle’larından gayet memnundu. Kokteyl menüleri çok zengin olmakla beraber garson size hangisinde acemi, hangisinde daha usta olduklarını söylemekten hiç çekinmiyor. En güzel yanı ise dekoruyla %100 İrlandalı olan bu mekanda Çinli bir abinin gitarıyla Çince slow şarkılar söylediği anlar sanırım. Buranın canlı müzik gecelerini öğrenip bir saat uğramayı ihmal etmeyin derim. En büyük tavsiyemiz ise sonda. Size bahsettiğim yeşil prefabrik dükkanlar arasınad ismi “Mango” olan, mangolu envai çeşit içecek, dondurma ve türevi satan bir dükkan göreceksiniz. Buradaki her şey ama her şey tek kelimeyle ENFES !

Bir kere inanılmaz uygun bir fiyata son derece taze, gözünüzün önünde hazırlanan bir vitamin deposuna sahip oluyorsunuz. Kaldı ki mango sevmeyenlere dahi duyurulur, gerçekten bağımlılık yapacak derecede iyi smoothie’leri ve milkshake’leri var. Menüdeki en asortik şeylerden klasik smoothie’lere kadar olabildiğince çok şeyi denemenizi tavsiye ederim.
Gelelim alışveirişe. Guilin gençlerin gözdesi demiştim, gezerken karşınıza biraz daha konsept, kırtasiye, dekorasyon, aksesuar mağazaları çıkmaya başlayacak. İstanbulluysanız; Kadıköy’deki Köstebek gibi, The Company gibi düşünebilirsiniz buraları. Bu mağazalarda biz gerçekten ama gerçekten kendimizi kaybettik. İnanılmaz orijinal defterler, kalemler, kırtasiye malzemeleri, çantalar, şapkalar, termos bardaklar, dosyalar… Hem de inanılmaz komik fiyatlara ! Kırtasiyelerden kaç tane defter, kartpostal aldım hatırlamıyorum. Aksesuar-konsept mağazalarından ise güzel bir sırt çantası aldım. Bu tarz mağazaların en yoğun olduğu sokağı güç bela işaretlemeye çalıştım ancak her yerdekarşınıza çıkabilir, sokaklarda kaybolmaktan korkmayın, cesur gezin, zengin gezin 🙂

PARA PUL?
Çin’de genel olarak rastladığımız bir sorun, her yerde uluslararası viza kartların geçmemesi. O yüzden söz konusu Çin ise mutlaka nakit taşımakta fayda var. Central Hostel’in tam karşısında kalan Sheraton’ın içinde 7-24 açık bir ATM var ancak exchange oranı gördüğüm en kötü orandan, komisyon da cabası. Nakit para değiştirmek için biz ilk gün hostelimizin tarif ettiği bankada nakit değişim yapmıştık. Sonra baktık alışverişin tadı çok güzel, Sheraton’a dadandık. Size tavsiyem, alışverişe pay ayırarak para çevirmeniz, hatta Çin’e gelmeden önce yapmanız bu işlemi. RMB popüler bir para birimi, elinizde kalması inanın çok sorun yaratmayacaktır.
Guilin’de tur ve otel hariç günlük asgari yeme-içme tutarınız 50-80 RMB olacaktır. Ama önünüze gelen sokak yemeklerine hayır dememek, Guilin’de alışverişin keyfine kendinizi kaptırmak isterseniz 150-200 RMB gibi bir parayı günlük cebinizde taşımanızı tavsiye ederim.
DİKKAT! Central Hostel’in sevmediğim tek özelliği booking üzerine yolladıkları e-mail’e kanarak turu onlarla ayırtmamız oldu. Sezonsal olarak fiyat değişecektir ancak size tek söyleyeceğim, sakın ha onlarla ayırmayın. Eğer imkanınız varsa ilk günü Guilin’de serbest zamana ayırıp hemen hostelin yanında bile bulabileceğiniz tur şirketlerine gidin, inanın otelin size sunduğundan %50 daha az fiyata aynı turu bulmanız mümkün. Öte yandan zaten turun bizi geri götürmemesi tam bir fiyaskoyken tur rehberinin Mandarin’de 100 tane cümle söyleyip İngilizce’ye geçince yalnızca 1 cümle söylediği rehberlik servisi için de onların size para vermesi gerek bence, çünkü kadın susmak bilmiyor gerçekten. Hostelimizin eline hala su döktürmem, orada kalmak keyifli bir deneyimdi. Ama lütfen turunuzu onlarla ayırtmayın.

 

 

 

İyi gezmeler!